EnerjiIQ, 14 August 2014
EPDK’dan Doğalgaz Dağıtım Şirketlerine
Yönelik Tarife Revizyonu Kararı
EPDK Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nda görev yapan Enerji Uzmanı Okan Yardımcı, doğalgaz dağıtım tarifeleri ile ilgili son Kurul Kararı’nı Enerji IQ okuyucuları için yorumladı:
7 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5120-1 sayılı EPDK Kararı ile; “Doğalgaz dağıtım şirketlerinin perakende satış tarifelerinin düzenlenmesinde esas alınan kademeler bazında tüketim miktarları tahmini kapsamında oluşması öngörülmüş toplam gelir ile kademe bazında gerçekleşen tüketim miktarları kapsamında oluşan toplam gelirin pozitif veya negatif yönde % 10 ve üzeri sapma göstermesi halinde, içinde bulunulan tarife uygulama döneminin kalan süresine ilişkin tüketim tahminlerinin gözden geçirilerek tarife revizyonu yapılmasına, bu revizyonun geçmiş döneme ilişkin düzeltme niteliğinde olmamasına ve belirlenen sapma yüzdesini aşmayan sapma oranları gerçekleştiğinde tarife revizyonu yapılmamasına” karar verildi.
Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu?
Bu Kurul Kararı ile doğalgaz dağıtım şirketleri için uygulanan fiyat tavanı düzenlemesinin revizyon yöntemi netleştirildi.
Fiyat tavanı yöntemi nedir?
Tarife hesaplamalarında genel olarak iki farklı yöntemin kullanıldığını görüyoruz;
-Performansa dayalı düzenleme (incentive regulation)
-Maliyet+ düzenlemesi (cost-plus regulation)
Türkiye elektrik ve doğalgaz mevzuatı performansa dayalı tarifenin uygulanmasını öngörmüştür. Performansa dayalı yöntemde genel olarak kendi içerisinde ikiye ayrılır;
-Fiyat tavanı düzenlemesi (price cap regulation)
-Gelir tavanı düzenlemesi (revenue cap regulation)
Doğalgaz iletim, depolama ve elektrik tarifelerinde gelir tavanı düzenlemesinin uygulanması öngörülürken, doğalgaz dağıtım sektöründe fiyat tavanı düzenlemesinin uygulanması öngörülmüştür. Fiyat tavanı yöntemi ilk olarak 1980’lerin başında İngiltere’de “RPI-X” adı ile kullanılmıştır. Tarife dönemi başında belirlenen fiyatın, tarife dönemi boyunca perakende satış endeksi (RPI) eksi verimlilik faktörü (X) çarpanı ile güncellenmesi dolayısıyla ilk uygulamalarda RPI-X denilmiştir. Fiyat tavanı uygulaması, düzenlenen şirketler için çok önemli riskler veya fırsatları içerebiliyor. Bu uygulamada, dağıtım şirketinin yapmış olduğu
yatırım giderleri belirlenen sürede (doğalgaz dağıtımında bu süre 22 yıl) amortismana tabi tutulur ve şirketin kalan varlık tabanına Makul Getiri Oranı (Türkiye’deki uygulamada Ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti) uygulanır. Bu tutarın işletme gideri öngörüsü ile toplanmasıyla, şirketin elde etmesi beklenen gelir seviyesi bulunur. Elde edilmesi gereken gelir seviyesi için örnek olarak 100 TL diyelim. Bunun yanı sıra tarife dönemi (doğalgaz dağıtım tarifelerinde 5 yıl) için bir tüketim öngörüsü yapılır. Buna da 20 m3 diyelim. Bu örneklere göre hesaplama yapmadan önce, şu bilgileri de verelim: Gelirin tüketime bölünmesiyle tarife hesaplanıyor. Bu genel unsurların yanı sıra hesaplamalarda birçok detay da yer alıyor. Bu detay işlemlerin en önemlisi verimlilik ve hizmet kalitesine yönelik olanlardır. Örneği karmaşıklaştırmamak amacıyla bunları göz ardı edecek olursak, bu basit örnekte tarife 5 TL/m3 hesaplanacaktır. Eğer şirket 20 m3 dağıtmak yerine 25 m3 dağıtırsa 125 TL gelir elde edecektir. 16 m3 dağıtırsa 80 TL gelir elde edecektir. Yani uygulama ödül ve risk barındırıyor. Fiyat tavanı düzenlemesinde sadece çok aşırı artışlarda ya da düşüşlerde tarife dönemi içerisinde tarife revizyonu öngörülür. Geçmişte elde edilen fazla ya da eksik gelire dokunulmazken, hemen yeni bir tarife yapılır. Gelir tavanı düzenlemesinde ise fazla ya da eksik elde edilen gelirler bir sonraki tarife döneminde düzeltmeye tabi tutulur. Yukarıdaki örnekte 25 m3 dağıtırsa, bir sonraki dönemde 25 TL fazla getirisi geri alınır. 16 m3 dağıtırsa bir sonraki dönemde şirkete 20 TL ilave gelir verilir.
Doğalgaz dağıtım sektörüne yönelik olarak fiyat tavanı yönteminin uygulanmasının sebebi nedir?
Maalesef genelde kanunlarımız dahil olmak üzere, mevzuatımızın gerekçe bölümleri çok detaylı yazılmıyor. Doğalgaz dağıtım sektöründe bu uygulamanın seçilmiş olmasının gerekçesi ise herhangi bir yerde yer almıyor. Benim şahsi düşünceme göre; o yıllarda fiyat tavanının benimsenmesi, dağıtım şirketlerinin çalışmalarının teşvik edilmesi ve bu yolla tüketim artışının sağlanması amacıyla ortaya çıkmıştır. Hızlı bir şekilde bütün illere doğalgazı ulaştırmak ve tabii bu arada al ya da öde yükümlülüğünden kurtulmak ilk akla gelebilecek gerekçeler. Özetle doğalgaz dağıtım şirketleri için fiyat tavanı uygulanarak tüketim artışı yönünde çalışmaları teşvik edilmiştir.
Uygulama ne getirdi?
Yukarıda yer alan örnek üzerinden devam edecek olursak, bir dağıtım şirketinin herhangi bir tüketim kademesine yönelik olarak 20 m3 tüketim öngörüsü varsa ve o kademede yer alan müşteriler 18 m3 den az ya da 22 m3 den fazla tüketirlerse bu 2 m3 eksik veya fazla tüketimden kaynaklanan gelir farklılığını şirket üstlenecek, ya da kazanacaktır. Ancak uygulama ile şirketin daha fazla risk ya da ödül almasının önüne geçilmiş olup, yeni rakamlarla tarifenin revize edilmesi düzenlenmiştir.
Uygulama tüketici lehine mi, yoksa şirketler lehine mi sonuç üretecek?
Bu konuda net bir cevap vermek çok zor. Dağıtım şirketinin gelişmişlik durumu, yeni müşteri potansiyeli, mevsimsel hava durumları gibi faktörlere göre bu sorunun cevabı değişebiliyor. Ancak, her durumda düzenleyici kurum lehine bir düzenleme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yolla düzenleyici kurumun tarife başarısızlığı riski de azaltılmıştır. Avrupa’daki örneklere göre oldukça genç olan Türkiye doğalgaz dağıtım şirketlerinin birçoğu henüz tüketim doygunluğuna ulaşamamış olup, bu durum zaman serileri yöntemiyle tüketim tahmini yapmayı oldukça zorlaştıran bir unsurdur.
Bu düzenlemenin önümüzdeki dönemde diğer düzenlemelere etkileri olacak mı?
Tarife düzenlemelerinin tümü birbiriyle bağlantılıdır. En basitinden, makul getiri oranı, sektörün risklerinden yola çıkılarak hesaplanmaktadır. Fiyat tavanı düzenlemesine tabi doğalgaz dağıtım şirketlerinin tarife uygulamasında kullanılan makul getiri oranının, gelir düzenlemesine tabi elektrik dağıtım şirketlerinin tarifelerinde kullanılan makul getiri oranından daha yüksek olmasının bir sebebi de fiyat tavanından kaynaklanan risklerdir. Bu risklerin bir bant içerisinde sınırlandırılması, doğalgaz dağıtım şirketleri için uygulanan makul getiri oranının, elektrik dağıtım şirketleri için uygulanan makul getiri oranına yakınlaşmasını sağlayabilecektir.
7 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5120-1 sayılı EPDK Kararı ile; “Doğalgaz dağıtım şirketlerinin perakende satış tarifelerinin düzenlenmesinde esas alınan kademeler bazında tüketim miktarları tahmini kapsamında oluşması öngörülmüş toplam gelir ile kademe bazında gerçekleşen tüketim miktarları kapsamında oluşan toplam gelirin pozitif veya negatif yönde % 10 ve üzeri sapma göstermesi halinde, içinde bulunulan tarife uygulama döneminin kalan süresine ilişkin tüketim tahminlerinin gözden geçirilerek tarife revizyonu yapılmasına, bu revizyonun geçmiş döneme ilişkin düzeltme niteliğinde olmamasına ve belirlenen sapma yüzdesini aşmayan sapma oranları gerçekleştiğinde tarife revizyonu yapılmamasına” karar verildi.
Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu?
Bu Kurul Kararı ile doğalgaz dağıtım şirketleri için uygulanan fiyat tavanı düzenlemesinin revizyon yöntemi netleştirildi.
Fiyat tavanı yöntemi nedir?
Tarife hesaplamalarında genel olarak iki farklı yöntemin kullanıldığını görüyoruz;
-Performansa dayalı düzenleme (incentive regulation)
-Maliyet+ düzenlemesi (cost-plus regulation)
Türkiye elektrik ve doğalgaz mevzuatı performansa dayalı tarifenin uygulanmasını öngörmüştür. Performansa dayalı yöntemde genel olarak kendi içerisinde ikiye ayrılır;
-Fiyat tavanı düzenlemesi (price cap regulation)
-Gelir tavanı düzenlemesi (revenue cap regulation)
Doğalgaz iletim, depolama ve elektrik tarifelerinde gelir tavanı düzenlemesinin uygulanması öngörülürken, doğalgaz dağıtım sektöründe fiyat tavanı düzenlemesinin uygulanması öngörülmüştür. Fiyat tavanı yöntemi ilk olarak 1980’lerin başında İngiltere’de “RPI-X” adı ile kullanılmıştır. Tarife dönemi başında belirlenen fiyatın, tarife dönemi boyunca perakende satış endeksi (RPI) eksi verimlilik faktörü (X) çarpanı ile güncellenmesi dolayısıyla ilk uygulamalarda RPI-X denilmiştir. Fiyat tavanı uygulaması, düzenlenen şirketler için çok önemli riskler veya fırsatları içerebiliyor. Bu uygulamada, dağıtım şirketinin yapmış olduğu
yatırım giderleri belirlenen sürede (doğalgaz dağıtımında bu süre 22 yıl) amortismana tabi tutulur ve şirketin kalan varlık tabanına Makul Getiri Oranı (Türkiye’deki uygulamada Ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti) uygulanır. Bu tutarın işletme gideri öngörüsü ile toplanmasıyla, şirketin elde etmesi beklenen gelir seviyesi bulunur. Elde edilmesi gereken gelir seviyesi için örnek olarak 100 TL diyelim. Bunun yanı sıra tarife dönemi (doğalgaz dağıtım tarifelerinde 5 yıl) için bir tüketim öngörüsü yapılır. Buna da 20 m3 diyelim. Bu örneklere göre hesaplama yapmadan önce, şu bilgileri de verelim: Gelirin tüketime bölünmesiyle tarife hesaplanıyor. Bu genel unsurların yanı sıra hesaplamalarda birçok detay da yer alıyor. Bu detay işlemlerin en önemlisi verimlilik ve hizmet kalitesine yönelik olanlardır. Örneği karmaşıklaştırmamak amacıyla bunları göz ardı edecek olursak, bu basit örnekte tarife 5 TL/m3 hesaplanacaktır. Eğer şirket 20 m3 dağıtmak yerine 25 m3 dağıtırsa 125 TL gelir elde edecektir. 16 m3 dağıtırsa 80 TL gelir elde edecektir. Yani uygulama ödül ve risk barındırıyor. Fiyat tavanı düzenlemesinde sadece çok aşırı artışlarda ya da düşüşlerde tarife dönemi içerisinde tarife revizyonu öngörülür. Geçmişte elde edilen fazla ya da eksik gelire dokunulmazken, hemen yeni bir tarife yapılır. Gelir tavanı düzenlemesinde ise fazla ya da eksik elde edilen gelirler bir sonraki tarife döneminde düzeltmeye tabi tutulur. Yukarıdaki örnekte 25 m3 dağıtırsa, bir sonraki dönemde 25 TL fazla getirisi geri alınır. 16 m3 dağıtırsa bir sonraki dönemde şirkete 20 TL ilave gelir verilir.
Doğalgaz dağıtım sektörüne yönelik olarak fiyat tavanı yönteminin uygulanmasının sebebi nedir?
Maalesef genelde kanunlarımız dahil olmak üzere, mevzuatımızın gerekçe bölümleri çok detaylı yazılmıyor. Doğalgaz dağıtım sektöründe bu uygulamanın seçilmiş olmasının gerekçesi ise herhangi bir yerde yer almıyor. Benim şahsi düşünceme göre; o yıllarda fiyat tavanının benimsenmesi, dağıtım şirketlerinin çalışmalarının teşvik edilmesi ve bu yolla tüketim artışının sağlanması amacıyla ortaya çıkmıştır. Hızlı bir şekilde bütün illere doğalgazı ulaştırmak ve tabii bu arada al ya da öde yükümlülüğünden kurtulmak ilk akla gelebilecek gerekçeler. Özetle doğalgaz dağıtım şirketleri için fiyat tavanı uygulanarak tüketim artışı yönünde çalışmaları teşvik edilmiştir.
Uygulama ne getirdi?
Yukarıda yer alan örnek üzerinden devam edecek olursak, bir dağıtım şirketinin herhangi bir tüketim kademesine yönelik olarak 20 m3 tüketim öngörüsü varsa ve o kademede yer alan müşteriler 18 m3 den az ya da 22 m3 den fazla tüketirlerse bu 2 m3 eksik veya fazla tüketimden kaynaklanan gelir farklılığını şirket üstlenecek, ya da kazanacaktır. Ancak uygulama ile şirketin daha fazla risk ya da ödül almasının önüne geçilmiş olup, yeni rakamlarla tarifenin revize edilmesi düzenlenmiştir.
Uygulama tüketici lehine mi, yoksa şirketler lehine mi sonuç üretecek?
Bu konuda net bir cevap vermek çok zor. Dağıtım şirketinin gelişmişlik durumu, yeni müşteri potansiyeli, mevsimsel hava durumları gibi faktörlere göre bu sorunun cevabı değişebiliyor. Ancak, her durumda düzenleyici kurum lehine bir düzenleme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yolla düzenleyici kurumun tarife başarısızlığı riski de azaltılmıştır. Avrupa’daki örneklere göre oldukça genç olan Türkiye doğalgaz dağıtım şirketlerinin birçoğu henüz tüketim doygunluğuna ulaşamamış olup, bu durum zaman serileri yöntemiyle tüketim tahmini yapmayı oldukça zorlaştıran bir unsurdur.
Bu düzenlemenin önümüzdeki dönemde diğer düzenlemelere etkileri olacak mı?
Tarife düzenlemelerinin tümü birbiriyle bağlantılıdır. En basitinden, makul getiri oranı, sektörün risklerinden yola çıkılarak hesaplanmaktadır. Fiyat tavanı düzenlemesine tabi doğalgaz dağıtım şirketlerinin tarife uygulamasında kullanılan makul getiri oranının, gelir düzenlemesine tabi elektrik dağıtım şirketlerinin tarifelerinde kullanılan makul getiri oranından daha yüksek olmasının bir sebebi de fiyat tavanından kaynaklanan risklerdir. Bu risklerin bir bant içerisinde sınırlandırılması, doğalgaz dağıtım şirketleri için uygulanan makul getiri oranının, elektrik dağıtım şirketleri için uygulanan makul getiri oranına yakınlaşmasını sağlayabilecektir.
No comments :
Post a Comment